9786256989313
391586
https://www.kitap.nl/boeken-turkse-bilgi-teknoloji/dogan-cuceloglu-seti-5-kitap-takim.htm
Doğan Cüceloğlu Seti - 5 Kitap Takım
47.90
İNSAN İNSANA
"İletişim Sorunları Çözmeden Doyumlu Bir Yaşam Sürdürmek Olanaksızdır.”
BİR İNSANIN İLİŞKİLERİNİN NİTELİĞİ,
O İNSANIN YAŞAMININ KALİTESİNİ BELİRLER.
İnsan, ilişkileri içinde sürekli olarak “yeniden tanımlanan” bir varlıktır. İnsan ilişkilerinin temelini ise iletişim süreçleri oluşturur.
İki insan birbirinin farkına vardığı anda iletişim başlar. Aynı sosyal ortam içinde yer alan kişilerin söyledikleri sözler ve hareketleri kadar, hareketsizlikleri, susmaları, beden duruşları ve yüz ifadeleri, hepsi anlamlı birer mesaj oluşturur. İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız söylediklerini değil, yüzü, eli, kolu ve bedeniyle yaptıklarını da “duyar.”
Bir aracın sürücüsü, yolda kendinden başka araç yokmuş gibi davranırsa, trafik kazası olur. Bir kişi konuşurken, karşısındakini nasıl etkilediğini düşünmeden, kendi bildiği yönde istediğini söylerse “iletişim kazası” ortaya çıkar. İlişkilerimizde, verdiğimiz mesajların sorumluluğunun bilincinde olmamız, iletişim kazalarını önler.
Bu varsayım toplumsal düzeyde de geçerlidir. Kişi farkında olsun ya da olmasın, toplumla da sürekli ilişki içindedir. Bir toplumda “Herkes benim gibi düşünmelidir, benim düşünce tarzım en doğrusudur,” tutumu ağır basarsa, akılcı tartışmalar yerine duygusal çatışmalar ortaya çıkar.
İnsan hayatını mercek altına alıp, insana dair her hikâyeden bir anlam çıkarabilen bilgeliğiyle değerliDoğan Cüceloğlu, kimliklerin ötesinde, canların temas içinde olduğu “insan insana”bir ilişkinin mümkün olduğunu bize hatırlatıyor. Kalıpları tekrarlamaktan kurtulabilmeniz, insan ilişkilerine anlamsal zenginliği ve derinliği getirebilmeniz için iletişim süreçlerini uygun ve etkili bir biçimde uygulamanıza yönelik bilgi ve becerileri sunuyor.
İletişim sorunlarını çözmeden doyumlu bir yaşam sürdürmenin olanaksız olduğunun ve insanın isterse kendini değiştirip geliştirebileceğinin altını çiziyor.
GELİŞTİREN ANNE-BABA
“Anne-Baba Olarak Çocuğunuzun En Güçlü Tanığı Olduğunuzun Farkında Mısınız?”
ÇOCUĞUNUZ BİR KEZ ÇOCUKLUK YAŞAYACAK;
BU DÖNEMİ ONUNLA DOYA DOYA YAŞAYIN.
Bir anne, bana yolladığı mektupta şöyle diyor;“Çok yorgun ve sorumlulukların altında ezilmiş hissediyorum. Annem kendi dönemlerinde böyle bir yılgınlık hissetmediklerini, bu kadar sabırsız ve öfkeli olmadıklarını, bizi seyrederken bile yorulduğunu söylüyor.”
Bir başkası da şöyle yazmış; “Otuz yaşında yaklaşık 4,5 ay sonra baba olacak bir baba adayıyım. Bugüne kadar geçen süre içinde baba olacağım düşüncesi üzerinde çok durmadığım için birçok şeyin farkında değildim. Ancak bugün bu düşünce üzerinde ilk adımımı attım ve daha ilk adımımda büyük bir eksik ile yola çıktığımı fark ettim. Bu sanki kutuplara keşfe giden kâşifin yanında soğuktan koruyucu kıyafetlerini almaması gibi bir hisse benziyor.”
Yetişen her yeni kuşakla birlikte, onları yetiştiren anne ve babalardan da beklentiler artıyor.
Toplumun gelişmesi için öncelikle ailede demokratik bir yapı kurulması şart. Bunun yolu da anne ve babaların geçmişten gelen korku kültürü kalıplarından kurtulmaları ve onur eşitliğine inanan sağlıklı gelişmiş bireyler yetiştirmeleri…
Geliştiren Anne-Baba olmak için kendinizi ve çocuğunuzu tanımanız, beklentilerinizi, niyetinizi keşfetmeniz; değerlerinizi ve aile ilişkinizi sağlıklı tutmanız önemli. Bilen, anlayan, seven gözlerle yaşama bakmak kendi elinizde…
Güler yüzlü, sakin, güvenen, hayata, ailesine şükür duygusu içinde bakan bir anne, bir baba olmak çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük armağandır. Çocuklar böyle bir armağanı hak ediyorlar.
DOĞAN CÜCELOĞLU
GERÇEK ÖZGÜRLÜK
“En Temel Özgürlük İnsanın Kendisi Olarak Yaşamında Var Olabilmesidir.”
YAŞAMINDA KENDİSİ OLARAK VAR OLAMAMIŞ BİRİ DUYGU, DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞLARIYLA YAŞAMI ÖZGÜRCE KUCAKLAYABİLİR Mİ?
“Dünya bazen kapkaranlık gözükür, insan kendini yapayalnız ve değersiz görür, bu duygular da yaşamın bir parçası. Bence sizin, sizi anlayacak biriyle konuşmaya ihtiyacınız var.”
Bu kitap, gençlik yıllarımı temsil eden üniversite öğrencisi Timur ile yaşlılık yıllarımı temsil eden emekli psikoloji profesörü Yakup Bey arasında geçen sohbetlerden oluşuyor.
Sevdiği kızın kendisini önemsemediğini fark etmeyen Timur ona evlilik teklif eder.
Sosyoekonomik düzeyi yüksek Nesrin kibarca, “Sen ben denk değiliz,” mesajını verir. Tesadüfen Timur'la karşılaşan Yakup Bey gencin yüzünden hüznünü ve yalnızlığını anlar ve ona isterse Sahaflar Çarşısı'ndaki kitapçı dükkânına gelebileceğini söyler.
Buluşmaya ve sohbet etmeye başlarlar. Bu sohbet içinde Timur kendi anlam verme sistemini, değerler sistemini, ezikliğinin kaynağını, toplumla, yaşamla ilişkisinin temellerini keşfetmeye başlayacaktır. O karşılaşmadan sonra Yakup Bey'le yaptığı sohbetlerde, kültür robotluğundan şahsiyet olmaya giden bir özgürlük yolculuğuna çıkacaktır.
Bu kitapta, karşılıklı saygı içinde olan iki insanın; yaşamını, ilişkilerini, kendi anlam verme sistemini keşfedişi yer almaktadır.
Sevgi mi özgürlüğe, özgürlük mü sevgiye götürür? İç yalnızlığı gözlerinden okunurken sevdiğine evlenme teklif eden, gerçek sevgiyi, gerçek aşkı sorgulayan üniversiteli bir gencin biz bilinci içinde adım adımGerçek Özgürlük'e varışının öyküsü.
Kendi yolculuğumuzu yapmak için buradayız; bu yolculukta kendimiz olabilme cesaretini bulmamız kolay değildir ama kendimiz olmadan yaşamımızdaki hiçbir şey anlamını bulamaz.
EVLENMEDEN ÖNCE
“Mutlu Bir Evlilik Önemli Bir Başarıdır; Bilinçli Bir Gayret Gerekir.”
EVLİLİK BİR ÇİÇEKÇİ DÜKKÂNI GİBİ FARKLI OLANAKLAR SUNAR; ÇİÇEKLERDEN NASIL BİR BUKET OLUŞTURACAĞINIZ SİZE KALMIŞ…
Eşler, evlilik öyküsünün mahrem tanıklarıdır. Evliliğinizde hayatınızın en önemli, en mahrem tanığıyla birlikte olduğunuzun farkında mısınız?
Bu tanıklığın derinlerine inen gücünün farkında olmak olgunluk ister. Olgun eşler, birlikte yaşamak için değil, birbirlerini yaşamak için evlendiklerini bilirler.
Evlilik yolculuğuna başlarken biricik sermaye olan sevgi, küçülüp yok olabilecek ya da büyüyüp gelişebilecek bir şeydir. Hem çok kudretli hem de zarif ve kırılgan… Büyümesi ya da zayıflayıp yok olması eşlerin birbirine nasıl tanıklık yaptığına bağlıdır.
Evlilikte iki farklı öykü bir araya gelir. Sohbet eden, ilişkilerini önemseyip emek ve zaman veren çiftler “bizim öykümüz” dedikleri anlamlı ve mutlu bir öyküyü oluşturmayı başarırlar.
Şimdi evli olabilirsiniz; biricik sermayeniz olan sevgiyi evliliğinizde nasıl geliştirip büyütebileceğinizi biliyor musunuz?
Evlilik olgunluğunuzu geliştirmek ister misiniz?
Yaşanmış evlilik öykülerinin getirdiği deneyimlerle anlamını bulmuş kavramların rehberliğinde aydınlatıcı, zevkli bir yolculuk sizi bekliyor…
VAR MISIN?
Güçlü Bir Yaşam İçin Öneriler
“Gençliğimde gergin, stresli, mutsuz günlerim çok oldu. Kendimi suçlu hissettiğim, değersiz gördüğüm dönemler yaşadım. Şimdi hayatım anlamlı, coşkulu ve şükür duygusuyla dopdolu… Neden? İçinde yaşadığım koşulların iyileşmesinden mi? Geliştirdiğim farkındalıkların sonucu mu?”
Doğan Cüceloğlu
Doğan Cüceloğlu, yalnızca psikoloji kariyeriyle değil, insan hayatına dokunan ve insana dair her hikâyeden şifa çıkarabilen bilgeliğiyle bu coğrafyanın en önemli ilim insanlarından biri. Seksen yılı aşkın ömrünün bir birikimi olarak, şimdi herkesin merak ettiği “hayati” sorulara en samimi cevaplarını sunuyor. Herkes gibi aslında o da hâlâ savaşıyor, keşfediyor, hayata değer katıyor.
Hayatın anlamı nedir?
İnsan kendini nasıl geliştirir?
Umutsuzluk nasıl aşılır?
İçimizdeki öz nasıl ortaya çıkar?
Çevremiz bizi nasıl etkiler?
Kime akıl danışılır?
Yaşam neleri ödüllendirir?
Zihin nasıl işler? “Biz” olmak için neler yapılmalıdır?
Ömür yolculuğunda neyin önemli olduğunu anlamak, keşif ve merak duygularına sahip çıkmak bir hayatı “kıymetli” kılmak için en önemli meziyetler arasında. Elinizdeki rehber niteliğindeki kitap, yaşamı boyunca bu meziyetlerin peşine düşmüş ve her ânına onları ilmek ilmek işlemiş Doğan Cüceloğlu'nun, Deniz Bayramoğlu ile sohbetlerinden oluşuyor ve herkese şu soruyu soruyor: “Zorluklarla başa çıkmaya, içindeki gücü keşfetmeye
"İletişim Sorunları Çözmeden Doyumlu Bir Yaşam Sürdürmek Olanaksızdır.”
BİR İNSANIN İLİŞKİLERİNİN NİTELİĞİ,
O İNSANIN YAŞAMININ KALİTESİNİ BELİRLER.
İnsan, ilişkileri içinde sürekli olarak “yeniden tanımlanan” bir varlıktır. İnsan ilişkilerinin temelini ise iletişim süreçleri oluşturur.
İki insan birbirinin farkına vardığı anda iletişim başlar. Aynı sosyal ortam içinde yer alan kişilerin söyledikleri sözler ve hareketleri kadar, hareketsizlikleri, susmaları, beden duruşları ve yüz ifadeleri, hepsi anlamlı birer mesaj oluşturur. İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız söylediklerini değil, yüzü, eli, kolu ve bedeniyle yaptıklarını da “duyar.”
Bir aracın sürücüsü, yolda kendinden başka araç yokmuş gibi davranırsa, trafik kazası olur. Bir kişi konuşurken, karşısındakini nasıl etkilediğini düşünmeden, kendi bildiği yönde istediğini söylerse “iletişim kazası” ortaya çıkar. İlişkilerimizde, verdiğimiz mesajların sorumluluğunun bilincinde olmamız, iletişim kazalarını önler.
Bu varsayım toplumsal düzeyde de geçerlidir. Kişi farkında olsun ya da olmasın, toplumla da sürekli ilişki içindedir. Bir toplumda “Herkes benim gibi düşünmelidir, benim düşünce tarzım en doğrusudur,” tutumu ağır basarsa, akılcı tartışmalar yerine duygusal çatışmalar ortaya çıkar.
İnsan hayatını mercek altına alıp, insana dair her hikâyeden bir anlam çıkarabilen bilgeliğiyle değerliDoğan Cüceloğlu, kimliklerin ötesinde, canların temas içinde olduğu “insan insana”bir ilişkinin mümkün olduğunu bize hatırlatıyor. Kalıpları tekrarlamaktan kurtulabilmeniz, insan ilişkilerine anlamsal zenginliği ve derinliği getirebilmeniz için iletişim süreçlerini uygun ve etkili bir biçimde uygulamanıza yönelik bilgi ve becerileri sunuyor.
İletişim sorunlarını çözmeden doyumlu bir yaşam sürdürmenin olanaksız olduğunun ve insanın isterse kendini değiştirip geliştirebileceğinin altını çiziyor.
GELİŞTİREN ANNE-BABA
“Anne-Baba Olarak Çocuğunuzun En Güçlü Tanığı Olduğunuzun Farkında Mısınız?”
ÇOCUĞUNUZ BİR KEZ ÇOCUKLUK YAŞAYACAK;
BU DÖNEMİ ONUNLA DOYA DOYA YAŞAYIN.
Bir anne, bana yolladığı mektupta şöyle diyor;“Çok yorgun ve sorumlulukların altında ezilmiş hissediyorum. Annem kendi dönemlerinde böyle bir yılgınlık hissetmediklerini, bu kadar sabırsız ve öfkeli olmadıklarını, bizi seyrederken bile yorulduğunu söylüyor.”
Bir başkası da şöyle yazmış; “Otuz yaşında yaklaşık 4,5 ay sonra baba olacak bir baba adayıyım. Bugüne kadar geçen süre içinde baba olacağım düşüncesi üzerinde çok durmadığım için birçok şeyin farkında değildim. Ancak bugün bu düşünce üzerinde ilk adımımı attım ve daha ilk adımımda büyük bir eksik ile yola çıktığımı fark ettim. Bu sanki kutuplara keşfe giden kâşifin yanında soğuktan koruyucu kıyafetlerini almaması gibi bir hisse benziyor.”
Yetişen her yeni kuşakla birlikte, onları yetiştiren anne ve babalardan da beklentiler artıyor.
Toplumun gelişmesi için öncelikle ailede demokratik bir yapı kurulması şart. Bunun yolu da anne ve babaların geçmişten gelen korku kültürü kalıplarından kurtulmaları ve onur eşitliğine inanan sağlıklı gelişmiş bireyler yetiştirmeleri…
Geliştiren Anne-Baba olmak için kendinizi ve çocuğunuzu tanımanız, beklentilerinizi, niyetinizi keşfetmeniz; değerlerinizi ve aile ilişkinizi sağlıklı tutmanız önemli. Bilen, anlayan, seven gözlerle yaşama bakmak kendi elinizde…
Güler yüzlü, sakin, güvenen, hayata, ailesine şükür duygusu içinde bakan bir anne, bir baba olmak çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük armağandır. Çocuklar böyle bir armağanı hak ediyorlar.
DOĞAN CÜCELOĞLU
GERÇEK ÖZGÜRLÜK
“En Temel Özgürlük İnsanın Kendisi Olarak Yaşamında Var Olabilmesidir.”
YAŞAMINDA KENDİSİ OLARAK VAR OLAMAMIŞ BİRİ DUYGU, DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞLARIYLA YAŞAMI ÖZGÜRCE KUCAKLAYABİLİR Mİ?
“Dünya bazen kapkaranlık gözükür, insan kendini yapayalnız ve değersiz görür, bu duygular da yaşamın bir parçası. Bence sizin, sizi anlayacak biriyle konuşmaya ihtiyacınız var.”
Bu kitap, gençlik yıllarımı temsil eden üniversite öğrencisi Timur ile yaşlılık yıllarımı temsil eden emekli psikoloji profesörü Yakup Bey arasında geçen sohbetlerden oluşuyor.
Sevdiği kızın kendisini önemsemediğini fark etmeyen Timur ona evlilik teklif eder.
Sosyoekonomik düzeyi yüksek Nesrin kibarca, “Sen ben denk değiliz,” mesajını verir. Tesadüfen Timur'la karşılaşan Yakup Bey gencin yüzünden hüznünü ve yalnızlığını anlar ve ona isterse Sahaflar Çarşısı'ndaki kitapçı dükkânına gelebileceğini söyler.
Buluşmaya ve sohbet etmeye başlarlar. Bu sohbet içinde Timur kendi anlam verme sistemini, değerler sistemini, ezikliğinin kaynağını, toplumla, yaşamla ilişkisinin temellerini keşfetmeye başlayacaktır. O karşılaşmadan sonra Yakup Bey'le yaptığı sohbetlerde, kültür robotluğundan şahsiyet olmaya giden bir özgürlük yolculuğuna çıkacaktır.
Bu kitapta, karşılıklı saygı içinde olan iki insanın; yaşamını, ilişkilerini, kendi anlam verme sistemini keşfedişi yer almaktadır.
Sevgi mi özgürlüğe, özgürlük mü sevgiye götürür? İç yalnızlığı gözlerinden okunurken sevdiğine evlenme teklif eden, gerçek sevgiyi, gerçek aşkı sorgulayan üniversiteli bir gencin biz bilinci içinde adım adımGerçek Özgürlük'e varışının öyküsü.
Kendi yolculuğumuzu yapmak için buradayız; bu yolculukta kendimiz olabilme cesaretini bulmamız kolay değildir ama kendimiz olmadan yaşamımızdaki hiçbir şey anlamını bulamaz.
EVLENMEDEN ÖNCE
“Mutlu Bir Evlilik Önemli Bir Başarıdır; Bilinçli Bir Gayret Gerekir.”
EVLİLİK BİR ÇİÇEKÇİ DÜKKÂNI GİBİ FARKLI OLANAKLAR SUNAR; ÇİÇEKLERDEN NASIL BİR BUKET OLUŞTURACAĞINIZ SİZE KALMIŞ…
Eşler, evlilik öyküsünün mahrem tanıklarıdır. Evliliğinizde hayatınızın en önemli, en mahrem tanığıyla birlikte olduğunuzun farkında mısınız?
Bu tanıklığın derinlerine inen gücünün farkında olmak olgunluk ister. Olgun eşler, birlikte yaşamak için değil, birbirlerini yaşamak için evlendiklerini bilirler.
Evlilik yolculuğuna başlarken biricik sermaye olan sevgi, küçülüp yok olabilecek ya da büyüyüp gelişebilecek bir şeydir. Hem çok kudretli hem de zarif ve kırılgan… Büyümesi ya da zayıflayıp yok olması eşlerin birbirine nasıl tanıklık yaptığına bağlıdır.
Evlilikte iki farklı öykü bir araya gelir. Sohbet eden, ilişkilerini önemseyip emek ve zaman veren çiftler “bizim öykümüz” dedikleri anlamlı ve mutlu bir öyküyü oluşturmayı başarırlar.
Şimdi evli olabilirsiniz; biricik sermayeniz olan sevgiyi evliliğinizde nasıl geliştirip büyütebileceğinizi biliyor musunuz?
Evlilik olgunluğunuzu geliştirmek ister misiniz?
Yaşanmış evlilik öykülerinin getirdiği deneyimlerle anlamını bulmuş kavramların rehberliğinde aydınlatıcı, zevkli bir yolculuk sizi bekliyor…
VAR MISIN?
Güçlü Bir Yaşam İçin Öneriler
“Gençliğimde gergin, stresli, mutsuz günlerim çok oldu. Kendimi suçlu hissettiğim, değersiz gördüğüm dönemler yaşadım. Şimdi hayatım anlamlı, coşkulu ve şükür duygusuyla dopdolu… Neden? İçinde yaşadığım koşulların iyileşmesinden mi? Geliştirdiğim farkındalıkların sonucu mu?”
Doğan Cüceloğlu
Doğan Cüceloğlu, yalnızca psikoloji kariyeriyle değil, insan hayatına dokunan ve insana dair her hikâyeden şifa çıkarabilen bilgeliğiyle bu coğrafyanın en önemli ilim insanlarından biri. Seksen yılı aşkın ömrünün bir birikimi olarak, şimdi herkesin merak ettiği “hayati” sorulara en samimi cevaplarını sunuyor. Herkes gibi aslında o da hâlâ savaşıyor, keşfediyor, hayata değer katıyor.
Hayatın anlamı nedir?
İnsan kendini nasıl geliştirir?
Umutsuzluk nasıl aşılır?
İçimizdeki öz nasıl ortaya çıkar?
Çevremiz bizi nasıl etkiler?
Kime akıl danışılır?
Yaşam neleri ödüllendirir?
Zihin nasıl işler? “Biz” olmak için neler yapılmalıdır?
Ömür yolculuğunda neyin önemli olduğunu anlamak, keşif ve merak duygularına sahip çıkmak bir hayatı “kıymetli” kılmak için en önemli meziyetler arasında. Elinizdeki rehber niteliğindeki kitap, yaşamı boyunca bu meziyetlerin peşine düşmüş ve her ânına onları ilmek ilmek işlemiş Doğan Cüceloğlu'nun, Deniz Bayramoğlu ile sohbetlerinden oluşuyor ve herkese şu soruyu soruyor: “Zorluklarla başa çıkmaya, içindeki gücü keşfetmeye
VAR MISIN?”
- Açıklama
- İNSAN İNSANA
"İletişim Sorunları Çözmeden Doyumlu Bir Yaşam Sürdürmek Olanaksızdır.”
BİR İNSANIN İLİŞKİLERİNİN NİTELİĞİ,
O İNSANIN YAŞAMININ KALİTESİNİ BELİRLER.
İnsan, ilişkileri içinde sürekli olarak “yeniden tanımlanan” bir varlıktır. İnsan ilişkilerinin temelini ise iletişim süreçleri oluşturur.
İki insan birbirinin farkına vardığı anda iletişim başlar. Aynı sosyal ortam içinde yer alan kişilerin söyledikleri sözler ve hareketleri kadar, hareketsizlikleri, susmaları, beden duruşları ve yüz ifadeleri, hepsi anlamlı birer mesaj oluşturur. İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız söylediklerini değil, yüzü, eli, kolu ve bedeniyle yaptıklarını da “duyar.”
Bir aracın sürücüsü, yolda kendinden başka araç yokmuş gibi davranırsa, trafik kazası olur. Bir kişi konuşurken, karşısındakini nasıl etkilediğini düşünmeden, kendi bildiği yönde istediğini söylerse “iletişim kazası” ortaya çıkar. İlişkilerimizde, verdiğimiz mesajların sorumluluğunun bilincinde olmamız, iletişim kazalarını önler.
Bu varsayım toplumsal düzeyde de geçerlidir. Kişi farkında olsun ya da olmasın, toplumla da sürekli ilişki içindedir. Bir toplumda “Herkes benim gibi düşünmelidir, benim düşünce tarzım en doğrusudur,” tutumu ağır basarsa, akılcı tartışmalar yerine duygusal çatışmalar ortaya çıkar.
İnsan hayatını mercek altına alıp, insana dair her hikâyeden bir anlam çıkarabilen bilgeliğiyle değerliDoğan Cüceloğlu, kimliklerin ötesinde, canların temas içinde olduğu “insan insana”bir ilişkinin mümkün olduğunu bize hatırlatıyor. Kalıpları tekrarlamaktan kurtulabilmeniz, insan ilişkilerine anlamsal zenginliği ve derinliği getirebilmeniz için iletişim süreçlerini uygun ve etkili bir biçimde uygulamanıza yönelik bilgi ve becerileri sunuyor.
İletişim sorunlarını çözmeden doyumlu bir yaşam sürdürmenin olanaksız olduğunun ve insanın isterse kendini değiştirip geliştirebileceğinin altını çiziyor.
GELİŞTİREN ANNE-BABA
“Anne-Baba Olarak Çocuğunuzun En Güçlü Tanığı Olduğunuzun Farkında Mısınız?”
ÇOCUĞUNUZ BİR KEZ ÇOCUKLUK YAŞAYACAK;
BU DÖNEMİ ONUNLA DOYA DOYA YAŞAYIN.
Bir anne, bana yolladığı mektupta şöyle diyor;“Çok yorgun ve sorumlulukların altında ezilmiş hissediyorum. Annem kendi dönemlerinde böyle bir yılgınlık hissetmediklerini, bu kadar sabırsız ve öfkeli olmadıklarını, bizi seyrederken bile yorulduğunu söylüyor.”
Bir başkası da şöyle yazmış; “Otuz yaşında yaklaşık 4,5 ay sonra baba olacak bir baba adayıyım. Bugüne kadar geçen süre içinde baba olacağım düşüncesi üzerinde çok durmadığım için birçok şeyin farkında değildim. Ancak bugün bu düşünce üzerinde ilk adımımı attım ve daha ilk adımımda büyük bir eksik ile yola çıktığımı fark ettim. Bu sanki kutuplara keşfe giden kâşifin yanında soğuktan koruyucu kıyafetlerini almaması gibi bir hisse benziyor.”
Yetişen her yeni kuşakla birlikte, onları yetiştiren anne ve babalardan da beklentiler artıyor.
Toplumun gelişmesi için öncelikle ailede demokratik bir yapı kurulması şart. Bunun yolu da anne ve babaların geçmişten gelen korku kültürü kalıplarından kurtulmaları ve onur eşitliğine inanan sağlıklı gelişmiş bireyler yetiştirmeleri…
Geliştiren Anne-Baba olmak için kendinizi ve çocuğunuzu tanımanız, beklentilerinizi, niyetinizi keşfetmeniz; değerlerinizi ve aile ilişkinizi sağlıklı tutmanız önemli. Bilen, anlayan, seven gözlerle yaşama bakmak kendi elinizde…
Güler yüzlü, sakin, güvenen, hayata, ailesine şükür duygusu içinde bakan bir anne, bir baba olmak çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük armağandır. Çocuklar böyle bir armağanı hak ediyorlar.
DOĞAN CÜCELOĞLU
GERÇEK ÖZGÜRLÜK
“En Temel Özgürlük İnsanın Kendisi Olarak Yaşamında Var Olabilmesidir.”
YAŞAMINDA KENDİSİ OLARAK VAR OLAMAMIŞ BİRİ DUYGU, DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞLARIYLA YAŞAMI ÖZGÜRCE KUCAKLAYABİLİR Mİ?
“Dünya bazen kapkaranlık gözükür, insan kendini yapayalnız ve değersiz görür, bu duygular da yaşamın bir parçası. Bence sizin, sizi anlayacak biriyle konuşmaya ihtiyacınız var.”
Bu kitap, gençlik yıllarımı temsil eden üniversite öğrencisi Timur ile yaşlılık yıllarımı temsil eden emekli psikoloji profesörü Yakup Bey arasında geçen sohbetlerden oluşuyor.
Sevdiği kızın kendisini önemsemediğini fark etmeyen Timur ona evlilik teklif eder.
Sosyoekonomik düzeyi yüksek Nesrin kibarca, “Sen ben denk değiliz,” mesajını verir. Tesadüfen Timur'la karşılaşan Yakup Bey gencin yüzünden hüznünü ve yalnızlığını anlar ve ona isterse Sahaflar Çarşısı'ndaki kitapçı dükkânına gelebileceğini söyler.
Buluşmaya ve sohbet etmeye başlarlar. Bu sohbet içinde Timur kendi anlam verme sistemini, değerler sistemini, ezikliğinin kaynağını, toplumla, yaşamla ilişkisinin temellerini keşfetmeye başlayacaktır. O karşılaşmadan sonra Yakup Bey'le yaptığı sohbetlerde, kültür robotluğundan şahsiyet olmaya giden bir özgürlük yolculuğuna çıkacaktır.
Bu kitapta, karşılıklı saygı içinde olan iki insanın; yaşamını, ilişkilerini, kendi anlam verme sistemini keşfedişi yer almaktadır.
Sevgi mi özgürlüğe, özgürlük mü sevgiye götürür? İç yalnızlığı gözlerinden okunurken sevdiğine evlenme teklif eden, gerçek sevgiyi, gerçek aşkı sorgulayan üniversiteli bir gencin biz bilinci içinde adım adımGerçek Özgürlük'e varışının öyküsü.
Kendi yolculuğumuzu yapmak için buradayız; bu yolculukta kendimiz olabilme cesaretini bulmamız kolay değildir ama kendimiz olmadan yaşamımızdaki hiçbir şey anlamını bulamaz.
EVLENMEDEN ÖNCE
“Mutlu Bir Evlilik Önemli Bir Başarıdır; Bilinçli Bir Gayret Gerekir.”
EVLİLİK BİR ÇİÇEKÇİ DÜKKÂNI GİBİ FARKLI OLANAKLAR SUNAR; ÇİÇEKLERDEN NASIL BİR BUKET OLUŞTURACAĞINIZ SİZE KALMIŞ…
Eşler, evlilik öyküsünün mahrem tanıklarıdır. Evliliğinizde hayatınızın en önemli, en mahrem tanığıyla birlikte olduğunuzun farkında mısınız?
Bu tanıklığın derinlerine inen gücünün farkında olmak olgunluk ister. Olgun eşler, birlikte yaşamak için değil, birbirlerini yaşamak için evlendiklerini bilirler.
Evlilik yolculuğuna başlarken biricik sermaye olan sevgi, küçülüp yok olabilecek ya da büyüyüp gelişebilecek bir şeydir. Hem çok kudretli hem de zarif ve kırılgan… Büyümesi ya da zayıflayıp yok olması eşlerin birbirine nasıl tanıklık yaptığına bağlıdır.
Evlilikte iki farklı öykü bir araya gelir. Sohbet eden, ilişkilerini önemseyip emek ve zaman veren çiftler “bizim öykümüz” dedikleri anlamlı ve mutlu bir öyküyü oluşturmayı başarırlar.
Şimdi evli olabilirsiniz; biricik sermayeniz olan sevgiyi evliliğinizde nasıl geliştirip büyütebileceğinizi biliyor musunuz?
Evlilik olgunluğunuzu geliştirmek ister misiniz?
Yaşanmış evlilik öykülerinin getirdiği deneyimlerle anlamını bulmuş kavramların rehberliğinde aydınlatıcı, zevkli bir yolculuk sizi bekliyor…
VAR MISIN?
Güçlü Bir Yaşam İçin Öneriler
“Gençliğimde gergin, stresli, mutsuz günlerim çok oldu. Kendimi suçlu hissettiğim, değersiz gördüğüm dönemler yaşadım. Şimdi hayatım anlamlı, coşkulu ve şükür duygusuyla dopdolu… Neden? İçinde yaşadığım koşulların iyileşmesinden mi? Geliştirdiğim farkındalıkların sonucu mu?”
Doğan Cüceloğlu
Doğan Cüceloğlu, yalnızca psikoloji kariyeriyle değil, insan hayatına dokunan ve insana dair her hikâyeden şifa çıkarabilen bilgeliğiyle bu coğrafyanın en önemli ilim insanlarından biri. Seksen yılı aşkın ömrünün bir birikimi olarak, şimdi herkesin merak ettiği “hayati” sorulara en samimi cevaplarını sunuyor. Herkes gibi aslında o da hâlâ savaşıyor, keşfediyor, hayata değer katıyor.
Hayatın anlamı nedir?
İnsan kendini nasıl geliştirir?
Umutsuzluk nasıl aşılır?
İçimizdeki öz nasıl ortaya çıkar?
Çevremiz bizi nasıl etkiler?
Kime akıl danışılır?
Yaşam neleri ödüllendirir?
Zihin nasıl işler? “Biz” olmak için neler yapılmalıdır?
Ömür yolculuğunda neyin önemli olduğunu anlamak, keşif ve merak duygularına sahip çıkmak bir hayatı “kıymetli” kılmak için en önemli meziyetler arasında. Elinizdeki rehber niteliğindeki kitap, yaşamı boyunca bu meziyetlerin peşine düşmüş ve her ânına onları ilmek ilmek işlemiş Doğan Cüceloğlu'nun, Deniz Bayramoğlu ile sohbetlerinden oluşuyor ve herkese şu soruyu soruyor: “Zorluklarla başa çıkmaya, içindeki gücü keşfetmeyeVAR MISIN?”Stok Kodu:9786256989313Boyut:13.5 x 21 cmSayfa Sayısı:1376Basım Yeri:istanbulBasım Tarihi:2023
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.